METİN MÜNİR

 UĞUR KARAGÖZOĞLU

Bir zamanlar genç bir delikanlı iken benim de hayran olduklarım vardı, keşke onun gibi olsam dediklerim vardı.
Metin Münir de bunların en başında gelen idi.
Metin Münir gelmiş geçmiş en başarılı Kıbrıslı Türk gazeteci olmanın yanında entellektüel bir dev idi.
Bizim buralarda karşılaşmaya hiç alışık olmadığımız türden bir profesyonel idi.
FT, Guardian gibi Fleet Street'in en gözde gazetelerinin yıllarca Türkiye muhabirliğini yapmış, yazdığı haberlerden dolayı 12 Eylül yönetimi ile başı ciddi anlamda zora girmiş bir gazeteci idi.
İngiltere'de öğrenci iken haberlerini hiç kaçırmaz, hep okur, ona karşı olan saygım ve hayranlığım da her seferinde yeni zirvelere tırmanırdı.
Kıbrıs gazetesinin kuruluş aşamasında rahmetli Mehmet Ali Akpınar ile birlikte patronumuz da olmuş, onu yakından tanımak fırsatını da elde etmiş, o dönemde sık sık gelen isim yapmış İngiliz gazeteciler sayesinde ona karşı beslediğim hayranlık ve saygı duygularımda yalnız olmadığımı görmüştüm.Ondan sonraki yıllarda da hep izledim onu ve hep hayran kaldım, hep saygı duydum.
Çok uzun yıllar bir konuda kader ortaklığı da yaptık. Yakın geçmişe kadar o da hiç araba kullanmamıştı. Bir ben vardım KKTCde araba kullanmayan erkek, bir o , bir de onun İngiliz Okulundaki sınıf arkadaşı Erdal Andız ama o gün gele bize ihanet etmiş ve 60ından sonra ehliyetini almıştı.
Kahkahalar atarak dinlemiştim hellim almak için artık arabası ile Kaleburnu'na gidip geldiğini.
Vefat haberini alır almaz da benim gibi hep ateşli bir Metin Münir hayranı olan ve hep öyle kalan Ece Yoldas arkadaşımı aradım.
O da az önce duymuş ve duyar duymaz da aklına ilk ben gelmişim.
Ondan bahsettik hayranlıkla  , "yaşı 79 imiş, biraz daha yaşayabilirdi" dedi.
"Evet ama o 79 seneyi doya doya, istediği gibi yaşadı be" oldu yanıtım.
Metin Münir gibi yaşadı.

KAYNAK: Facebook

Comments