Posts

Showing posts from October, 2023

Ölümle yaşam arasını en güzel anlatan yazar…

ALİ BATURAY  Hızlı değişen gündem nedeniyle bazen yazmak istediğim konuları yazamıyorum, geride kalıyor ya eskiyor ya da ben unutuyorum…  Gazeteci abimiz Metin Münir vefat ettikten sonra onunla ilgili bir şeyler yazacaktım, gündeme takıldım, yazmaya geciktim…  Daha önce yazdığım kişilerin çoğunluğuyla birlikte çalıştım, bir şeyler paylaştım, anılar biriktirdim. Durum öyle olunca yazacak çok şey bulabiliyorum.  Metin Münir’le birlikte çalışmadım. Bırakın çalışmayı, hayatım boyunca onunla üç kez karşılaştım…  “Peki bu durumda neler yazacaksın?” diyebilirsiniz.  Birincisi şu; onunla üç kez karşılaştım ama oradan da yaşanmış öykü çıktı.  İkincisi; onunla çok karşılaşmasam da uzun yıllar Türkiye medyasında çeşitli basın kurumlarında çalışan, çeşitli görevlerde bulunan Metin Münir’i hep takip ediyor, başarılarını takdir ediyor ve yazılarını çok beğeniyordum.  Bana göre, çok etkileyici bir tarzı vardı Metin Münir’in, öyle ki; bazen yazılarındaki görüşe katılmasam bile yazış tarzına bayılıyord

Bir Ölüm ve Bir Sergi

CÜNEYT AYRAL İstanbul ’ da gezdiğim ve önemsediğim bir sergiyi okurla paylaşmak üzere hazırlanırken erken bir ölüm haberi ile sarsıldım. Dört çocuk babası gazeteci, Kıbrıslı Metin Münir ’ in ölüm haberi tüm enerjimi alıp götürdü. Metin Münir ’ in benim özel tarihimdeki yeri çok değerlidir. 52 yılı bulan gazeteciliğimde, ilk yabancı basın deneyimim ve ilk önemli değerde kazanmış olduğum para onun sayesindedir. Genç ve deneyimsiz bir gazeteci olarak BBC ekibine beni de katıp Erbakan’ın Konya seçim mitingine göndermiş olması meslek hayatımda pek çok şeyin değişmesine neden olmuştur. 24 Eylül sabahı sosyal medyadan Metin Münir ’ in ölüm haberini öğrenmek, kocaman bir hayatın filim şeridi gibi gözümün önünden geçmesine neden oldu. Ulusal basınımız kadar, dünya basınında da önemli bir yeri olan Münir ’ in kalitesinde çok az gazeteci kaldığını söylersem yanılmış olmadığımı ne yazık ki biliyorum. KAYNAK: Oggito

"Ne zaman geleceksin?"

Image
ŞAHİN ALPAY Metin Münir 23 Eylül'de anayurdu Kıbrıs'ta, son yıllarını geçirdiği Ozanköy'de hayatını kaybetti ve 26 Eylül'de orada toprağa verildi. Hem haberciliği, hem de yorum yazarlığıyla Türkiye'de "gazeteci ve yazar" sıfatını hakeden ender kişilerden biriydi. Benim açımdan çok daha önemlisi yakın arkadaşım ve fikirdaşım olmasıydı. Onunla 1960'ların ikinci yarısında, yani yaklaşık 60 yıl önce Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Diplomasi ve Dış Münasebetler Şubesi'ndeki öğrenciliğimiz sırasında tanıştık. O öğrenime ara verip anayurdu Kıbrıs'ta Rum tedhişçilere karşı halkını savunmak için silaha sarıldığı için, ben de yabancı okulda hazırlık okuduğumdan akranlarımıza nazaran iki yıl gecikmiş olarak aynı sınıfta buluşmuştuk. Ders aralarında birlikte volta atarak siyasi konularda derin sohbetler yaptığımızı hatırlıyorum. Diplomasi ve Dış Münasebetler Şubesi'nde okuyorduk, ama ne onun ne de benim diplomat olma hevesimiz vardı. İk

Son Eylül: Metin Münir ve Hıfzı Topuz

NİLGÜN CERRAHOĞLU " Türkiye’de iki hafta geçirdikten sonra döndüğümde, adada beni Eylül karşıladı. Kapının koluna örümcek ağ örmüştü ” diyordu sevgili Metin hayatının son Eylül’ünü anlattığı yazılarından birinde ve şöyle devam ediyordu: “ Düşünmeden edemedim. İki hafta değil de iki yıl evden uzak kalsaydım ne olacaktı? Örümcekler evi ağdan bir paketin içine mi alacaklardı? Ürkütücü.... Eylül ayakkabılarını çıkarmış bahçeme sessizce girmişti. Ne inşaat gürültüsü vardı, ne traktör, ne köpek havlaması. Göçmen kuşlar göçmüş, ağustosböcekleri susmuştu. Bahçe kapısının önünde cümbüş yapan serçeler bile ortalıkta yoktu. Yuvaları evimin kiremitleri arasındadır. Nereye gitmiş olabilirler? ” Alın size işte Eylül hüznünü ve tenhalığını iliklerimize dek hissettiren, müthiş edebiyat lezzeti olan satırlara bir örnek. “Türk basının yetiştirdiği” diyemeyeceğim... Metin Münir “Türk basınının hoyratlığına, sertliğine ve acımasızlığına rağmen” temayüz edebilmiş istisnai yeteneklerden biri oldu. Baya